13 Haziran 2008 Cuma

oku-ma-yın...

okumak, tiryakilik yaratmadıkça yararlıdır,
sorunsa ,sorun bir aşamaya geldiğinde
başlar seksten, televizyondan uzak tutmasını,
kabızlığa ya da cinayet işleme eşiğine vardırmasını
bilemem ama, okumaya hayatında
geniş ve süreğen bir yer açan kişi,
çoğu kez farkına varmaksızın kendisini
dış dünyadan yalıtmaya, içindeki öteki
dünyaya geçmeye, orada yaşamaya koyulur,
birdenbire gerçekleşmez o geçiş,
zamanlar ister;
gelgelelim, ayırdına varıldığında geridönüş
olanağı pek kalmamıştır,
görülür.
geçişin uzunca bir zaman dilimine
yayılmasını sağlayan ana etmen,
yolunu tuttuğunuz diyarda
benzerlerimizin olduğunu, çevremizden
bir avuç hısmınızın yolda size eşlik edeceğini bilmenizdir,
ne ki bu da bir aşama sorunudur :
geri dönüş şansınız kalmadığında,
en az benzerleriniz kadar yalnız olduğunuzu
kavramakta gecikmezsiniz,tiryaki okur,
gün gelir benzerlerine benzemediğini anlar :
ben Quevedo'yla uğraşıyorum ,
o Milarupu'ya takmış: neyi, nasıl paylaşacağız?
okumanın belirgin zararlarından bir başkasının,
çok okuyanların çoğunun an gelip yazmaya da
başlamalarında biçimlendiğini söyleyebiliriz,
onca kelime , cümle kafatasının içinde rahat duracak değil ya,
punduna getirip harekete geçeceklerdir,
gerçi hiç okumadıkları,
hatta bununla övündükleri halde
yazar olanlar gelebilir akla ama,
bizim ülkemize özgü bir türdür bu,
genelleme yapamayız.
okumaktan kaynaklanan, oysa kimsenin
kabule yanaşmadığı bir zarar,
okumanın anlaşılamamasına bağlı olarak ortaya çıkar;
her kafadan bir ses çıkar,
her yorum bir öncekini yalanlar,
öylesine kaygan bir zemin yaratır ki anlam,
kitabın yazarı bile onun üzerinde
uzunboylu bir hakka sahip değildir.

(enis batur-pervasız/pertavsız)...

bu konuda Hollandalı çizer Jost Warte'nin-Okumanın
Zararlarıadlı 12 kartpostaldan oluşan
bir dizisine de bakabilirsiniz....

bütün zararlarına karşın okumayı bırakmayın siz dostlar:)

Hiç yorum yok: