20 Nisan 2008 Pazar

TÜM İNSANLAR AYNI DİLİ KONUŞUR...

YASMİN LEVY : ‘Şarkılarımda Savaş Yok’

Yasmin Levy Kudüs doğumlu.32 yaşındaki sanatçı şehrin Baaka bölgesinde bir Yahudi olarak büyümüş. Babasının ölümünde sadece 2 yaşında olan Levy, annesi tarafından yetiştirilmiş. Çocukluğundan beri Araplarla birlikte büyüdüğünü söylüyor, ‘anneme anne derler’ diyor ‘Arap arkadaşlarım’.

İkiyüzlü davranmamak gerektiğini; 1948 yılında İsrail kurulduğunda Arapların evlerinden uzaklaştırıldığını ve Yahudilerin onların yerlerine yerleştirildiğini, bunun haksız bir durum yarattığını kabul ediyor. Bu bölgede Arap kültürünün kendisini her alanda hissettirdiğini belirtiyor. Yahudi ve Arap toplumunun duygusal açıdan birbirine çok benzediğinin altını çiziyor.

İspanya’da bir aile dostları kendisinin müzik alanındaki yeteneğini fark etmesiyle başlayan müzik yaşamında ilk olarak Flamenko ile tanışmış Yasmin. (Naci An Alamo yorumu çok güzeldir)



Ancak bu aşamadan sonra Yasmin kendisini içinde büyüdüğü kültürünün cazibesine kapılmaktan alıkoyamayarak, Sephardi Yahudileri’nin konuştuğu Ladino dilinde söylenen, dağıldığı toprakların kültürleriyle bir arada olmanın zenginliğini içinde barındıran müzikleri ortaya çıkartmaya, dünyaya tanıtmaya başlamış.

Sephardi Yahudileri, Ladino Dili; kültürel bir yolculuğun peşinde;

İspanya 8.yy’dan itibaren Moors adı verilen, Afrika kökenli Müslümanların yönetimine girer.1492 yılında Granada kalesinin düşmesine kadar Müslümanların egemenliğinde geçen bu dönem Sephardi Yahudileri, Hıristiyan ve Araplar barış içerisinde bir arada yaşamayı başarırlar. Ancak ülkenin Hıristiyanlar tarafından yeniden işgal edildiği 1492 yılından sonra tablo değişecektir. Araplar tasfiye edilir, Yahudilerin önüne ise iki seçenek konur ya Hıristiyan olun ya da bu ülkeyi terk edin.(Ya sev, ya terk et!)

Bunu üzerine Sephardi Yahudileri yeni evleri olacak Afrika, Balkanlar ve büyük çoğunluğunun adres olarak seçeceği Osmanlı İmparatorluğu’nun bünyesindeki Anadolu’ya yerleşir. Osmanlı’nın kendileri için bir sığınak olmasını manidar bulmuş Yasmin.

Babası İzmir’de büyük bir Sephardi topluluğunun içerisinde dünyaya gelmiş. Sinagog’ta duayı ve ayini yöneten, kantor adı verilen mesleğe sahip olan babası yaşamı boyunca kendi kültürüne ait müzikleri biriktirmiş.Yasmin çalışmalarına bu repertuarın kaynaklık ettiğini söylüyor.

Ladino dilinin ve kültürünün ciddi bir erozyona uğradığını, yok olma tehlikesi yaşadığını düşünen Yasmin ,yüzyılların içerisinden gelen bu birikimi yaşatmak için kolları sıvamış.Bu yolda en güçlü mirasın da babasından miras kalan repertuar olduğunu belirtiyor.

Bu bakış açısıyla Yasmin Levy’nin en son çıkarttığı albüm ‘Mono Suave’. Albümde İran, İsrail, Paraguay, Türkiye ve İspanya’dan müzisyenler çalışmış. Parçalarda Ortadoğu’nun, Anadolu’nun, Balkanların, Arap ve Yahudi kültürünün izlerini bulmak mümkün.

Albümde Natasha Atlas ile bir Bedevi şarkısında düet yapmışlar. Amir Shahsar ile birlikte söylediği ‘Odecha’ isimli parçadan çok etkilendiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.

Dünyayı değiştiremeyeceğimin farkındayım diyor. Ancak medyanın sadece şiddetin resimleriyle gündeme getirdiği bu coğrafyadan küçücük de olsa bir mesaj verebiliyorsam bana yeter. Farklı kültürlerin (etnik, milli, dini) bir arada yaşamasının mümkün olduğuna, bunun ışıltısının müziklerde kendisini gayet açık gösterdiğine dair bir mesaj verebilirsem ne mutlu. İspanya’da bundan yüzyıllar önce farklı kültürler barış içerisinde bir arada yaşayabildi. Bunun şimdi de olması, niçin mümkün olmasın?

Dünyayı değiştirmek, insanoğlunun üretici-yaratıcı potansiyellerinin önünü açmak için, dayanışmacı ruha sahip aydın modelinin yerini, etnik-milli-dini gettolarında birbirine diş bileyen ''aydınların'' aldığı günümüz Türkiye’sinde bu mesajlar şu gün için duvarlara takılacaktır mutlaka.

Varsın takılsın ,Yasmin ne diyor? Küçücük de olsa …..







1 yorum:

Eyup dedi ki...

Merhaba Salih Arkadaş,
Sen eski dostları bir araya getirmekle yetinmiyor,aynı zamanda bizlere değişik kültürlerden de örnekler sunuyorsun.
Salih,
Bunun karşılığı nedir bilmiyorum ama bana kalırsa bunun parayla marayla ölçütü yok gibi...
Seni herzaman destekliyor ve çalışmalarını yakından takip edeceğimi unutmamanı istiyorum.
Hani insanoğlunun "keşkeleri" vardır ya , keşke senin yerinde olsaydım.Ama ancak sana yardımcı olmakla yetineceğim galiba...Sağol arkadaşım,çalışmalarının durmadan devam etmesi dileklerimle,
Hoşçakal.
E.Özcan ANGIN