13 Ağustos 2012 Pazartesi

ÇİĞDEM YATININ KAPTANININ BÜYÜK HATASI VE GÖCEK'TE FACİAYA RAMAK KALA PDF Yazdır e-Posta Düzenle

Göcek koylarında yaptığımız turumuzda dün akşam üstü tüm denizcilik kurallarını hiçe sayan ve deniz kültürünü hiçe sayan bir olay meydana gelmiş ve teknemiz SELİS çok büyük bir tehlike atlatmıştır.

12 Ağustos sabahı demir atıp kıçtan kara Yavan Koyu yada Martı koyuna demirledik. Havanın güzelliği ve çevrenin yelkenli teknelerle uyumu tam tablo görüntüsü içindeydi. Öğleden sonra alınan hava raporunda rüzgar şiddetinin belirli aralıklarla artacağı bilgisini edinmiştik. Bu sebeple zincirimizi sağlam atmıştık.


Saat 18.00 civarında Göcek Koyunun sembolü olan Çiğdem yatını seyir sırasında gördük. Güzelliğine hayran olduğumuz bu tekneyi seyirde görmenin mutluluğuyla bakınırken 115 ton ağırlığında 45 m uzunluğunda Çiğdem Yatı demir atmaya başladı. Alargada duracak diye düşündüğümüz Çiğdem yatı birden yanımızda bulunan koç boynuna halatla bağlanarak 10 m yakınımıza demir attı. Bu kadar cüsseli bir teknenin yelkenli yatlar için yapılmış koçboynuzuna bağlanması büyük bir kaptanlık hatası idi. Bu kadar kalabalık bir mürettebatlı teknede normal boyutta yelkenliler ve motorlu yatlar için monte edilmiş koç boynuzun bağlanarak daha önceden bağlı bir yatı tehlikeli ve çok rahatsız edici bir duruma sokması denizcilik adabına ve de kurallarına asla yakışmayan bir davranış olmuştu.

Nitekim Çiğdem yatının mürettebatı yaptıkları işin hatasından olacak kıçtankara olduktan sonra ortadan kaybolmuşlardır. Ancak rüzgârın şiddetini arttırmasıyla Çiğdem yatı kaptanının hatalı demir atması ve hatalı kıçtan kara yapmasından dolayı hareket etmeye başlamış ve yanındaki yatımıza yaslanmaya başlamıştır. Tekneden yaptığımız bağırmalar ile içerde keyiflerine bakan Kaptan ve mürettebatı ricayla dışarı çıkmışlar durumun vahametine karşın bir önlem almamışlardır.

Kaptana yaptığımız uyarılar boşa gitmiş ilgilenilmemiştir. İsteğimiz Çiğdem Teknesinin teknemize vurmasını engellenmesi için halatların boşa alınarak Çiğdem teknesinin biraz ileri alınmasını sağlamaktı. Ancak konuşmamayı ve söylenenleri dinlememek gibi bir eğilim içinde olan Kaptan ve Mürettebatı rüzgâr sağanağının geçmesini müteakip tekrar ortadan kaybolmuşlar koca güverte üzerinde kimse kalmamıştır.

Fakat rüzgâr şiddetini arttırmaya devam etmekteydi, Çiğdem Yatının Kaptanı ve Mürettebatı gene ortada yoktu ve korkulan oldu şiddetli bir şekilde tüm önlemeye çalışma gayretlerimize araya usturmaça yerleştirmemize rağmen koca Çiğdem teknesi Teknemize hızla çarpmıştır. Bereket ekibimizin tecrübesi ve rüzgârla beraber güvertede gerekli önlemleri almış olmamız hasarın derecesini bir nebze düşürmüştür. Ve aynı konuşmaz tavırlı Kaptan ve Mürettebatı bir daha önce dediğimiz işlemleri yaparak alarga haline geçirilmiştir.


İşte tüm bu andan itibaren Çiğdem teknesi Kaptanı ve mürettebatı yaptıkları büyük hatadan mı denizcilik kültürü bilgilerinin eksikliklerinden mi olduğunu bilemediğimiz bir hareketle çarptıkları tekneye ne ziyaret gelmişler ne de özür dilemişlerdir.

Aman bundan böyle Çiğdem Teknesini yanınızda görürseniz en hızlı yapılacak hareket oradan en süratli bir şekilde ayrılmaktır. Siz neden ayrılmadınız derseniz. Zincirimizin üzerinde bulunduğu için kaçamadık.

Son söz: Denizlerimizde tekneler büyüdükçe Mürettebatının Denizcilik bilgisi ve Denizcilik kültürünün sorgulanması zorunluluğu artmaktadır.

Hiç yorum yok: