
Göcek koylarında yaptığımız turumuzda dün akşam
üstü tüm denizcilik kurallarını hiçe sayan ve deniz kültürünü hiçe sayan
bir olay meydana gelmiş ve teknemiz SELİS çok büyük bir tehlike
atlatmıştır.
12 Ağustos sabahı demir atıp kıçtan kara Yavan
Koyu yada Martı koyuna demirledik. Havanın güzelliği ve çevrenin
yelkenli teknelerle uyumu tam tablo görüntüsü içindeydi. Öğleden sonra
alınan hava raporunda rüzgar şiddetinin belirli aralıklarla artacağı
bilgisini edinmiştik. Bu sebeple zincirimizi sağlam atmıştık.

Saat 18.00 civarında Göcek Koyunun sembolü olan
Çiğdem yatını seyir sırasında gördük. Güzelliğine hayran olduğumuz bu
tekneyi seyirde görmenin mutluluğuyla bakınırken 115 ton ağırlığında 45 m
uzunluğunda Çiğdem Yatı demir atmaya başladı. Alargada duracak diye
düşündüğümüz Çiğdem yatı birden yanımızda bulunan koç boynuna halatla bağlanarak 10 m yakınımıza demir attı. Bu kadar cüsseli bir teknenin yelkenli yatlar için yapılmış koçboynuzuna bağlanması büyük bir kaptanlık hatası idi.
Bu kadar kalabalık bir mürettebatlı teknede normal boyutta yelkenliler
ve motorlu yatlar için monte edilmiş koç boynuzun bağlanarak daha
önceden bağlı bir yatı tehlikeli ve çok rahatsız edici bir duruma
sokması denizcilik adabına ve de kurallarına asla yakışmayan bir
davranış olmuştu.

Nitekim Çiğdem yatının mürettebatı yaptıkları işin
hatasından olacak kıçtankara olduktan sonra ortadan kaybolmuşlardır.
Ancak rüzgârın şiddetini arttırmasıyla Çiğdem yatı kaptanının hatalı
demir atması ve hatalı kıçtan kara yapmasından dolayı hareket etmeye
başlamış ve yanındaki yatımıza yaslanmaya başlamıştır. Tekneden
yaptığımız bağırmalar ile içerde keyiflerine bakan Kaptan ve mürettebatı ricayla dışarı çıkmışlar durumun vahametine karşın bir önlem almamışlardır.
Kaptana yaptığımız uyarılar boşa gitmiş
ilgilenilmemiştir. İsteğimiz Çiğdem Teknesinin teknemize vurmasını
engellenmesi için halatların boşa alınarak Çiğdem teknesinin biraz ileri
alınmasını sağlamaktı. Ancak konuşmamayı ve söylenenleri dinlememek gibi bir eğilim içinde
olan Kaptan ve Mürettebatı rüzgâr sağanağının geçmesini müteakip tekrar
ortadan kaybolmuşlar koca güverte üzerinde kimse kalmamıştır.
Fakat rüzgâr şiddetini arttırmaya devam
etmekteydi, Çiğdem Yatının Kaptanı ve Mürettebatı gene ortada yoktu ve
korkulan oldu şiddetli bir şekilde tüm önlemeye çalışma gayretlerimize
araya usturmaça yerleştirmemize rağmen koca Çiğdem teknesi Teknemize
hızla çarpmıştır. Bereket ekibimizin tecrübesi ve rüzgârla beraber
güvertede gerekli önlemleri almış olmamız hasarın derecesini bir nebze
düşürmüştür. Ve aynı konuşmaz tavırlı Kaptan ve Mürettebatı bir daha
önce dediğimiz işlemleri yaparak alarga haline geçirilmiştir.
İşte tüm bu andan itibaren Çiğdem teknesi Kaptanı
ve mürettebatı yaptıkları büyük hatadan mı denizcilik kültürü
bilgilerinin eksikliklerinden mi olduğunu bilemediğimiz bir hareketle
çarptıkları tekneye ne ziyaret gelmişler ne de özür dilemişlerdir.
Aman bundan böyle Çiğdem Teknesini yanınızda
görürseniz en hızlı yapılacak hareket oradan en süratli bir şekilde
ayrılmaktır. Siz neden ayrılmadınız derseniz. Zincirimizin üzerinde
bulunduğu için kaçamadık.
Son
söz: Denizlerimizde tekneler büyüdükçe Mürettebatının Denizcilik bilgisi
ve Denizcilik kültürünün sorgulanması zorunluluğu artmaktadır.
|